Geçmişten günümüze birçok millet
ve medeniyetler çeşitli spor alanlarıyla ilgilenmişlerdir. Bu
konu ile yazmış olduğumuz sporun tarihsel gelişimi hakkındaki yazımızı inceleyebilirsiniz.
Bu yazımızda da Türklerin spor tarihi ile ilgili bilgiler vermeye
çalışacağız.
Spor, insanoğlunun zorlu doğa
koşullarına karşı hayatta kalabilmek ve temel ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla diğer canlılara karşı üstünlük
mücadelesinde itme, çekme, atlama, koşma hareketleriyle ortaya
çıkmıştır. Daha sonraları geçmişten günümüze farklı
medeniyetlerde gelişme gösteren spor, bugünümüze kadar
gelmiştir. Her millet ve medeniyetin tarihinde yer edinen spor, Türk
tarihinde de yer edinmiştir. Türklerin, Orta Asya'da yaşadıkları
dönemde spor ile ilgilendikleri görülmüştür. Türk
toplulukları, yapıları itibariyle savaşçı ve mücadeleci bir
ruha sahiptirler. Bunun yanı sıra örf ve adetlerine bağlı olarak
ve bunlardan taviz vermeyen Türkler, sportif alanlarda da
kendilerini göstermişlerdir. Türkler, zor tabiat şartlarına
sahip olan Orta Asya'da yaşamlarını sürdürebilmek için vücut
kültürlerini sürekli üst düzeyde tutmak zorundalardı. Zorlu
tabiat koşullarına karşı mücadele etmek zorunda olan Türkler,
ruh ve bedenlerini buna göre hazırlamışlardır. Orta Asya'nın
zorlu coğrafi koşulları ve Türklerin savaşçı özelliklere
sahip olması, onların değişik etkinlikler yapmasında etkili
olmuştur. Orta Asya Türklerinin beden ve spor hareketlerine büyük
önem verdikleri görülmüştür. Türkler, kendilerine yeni yurtlar
bulmak amacıyla sürekli savaş halinde olmaları, onların güçlü
olmalarını, yakın mücadelelerde başarılı olmalarını ve at
üzerinde yetenekli olmalarını gerekli kılmaktaydı. Rakiplerine
karşı üstünlük kurabilmeleri için çevik ve güçlü olmak
zorundaydılar. Bu nedenle de birçok spor ile ilgilenmişlerdir.
Orta Asya Türklerinin ilgilendikleri sporlar arasında koşu,
cirit, çöğen ve güreşte bulunmaktaydı. Zorlu tabiat koşullarına
karşı kendilerini geliştiren Türk toplulukları aynı zamanda
sporu eğlence aracına dönüştürmüşlerdir. Düğün, bayram ve
şenliklerde Türkler, çeşitli spor gösterileri yaparlardı. Orta
Asya'da yaşayan Hun Türklerinin kayık kullanmada ve yüzmede
yetenekli olduklarını tarihi kaynaklar belirtmektedir. Türklerin
uğraştığı sporlar daima savaş ile ilgilidir. Spor, Hun,
Göktürk, Harzemşahlar, Samanoğulları, Selçuklular, Osmanlı ve
diğer Türk devletleri arasında gelişerek ilerlemiştir. Şimdi
Türkler arasında yaygın olan ve Türklerin uğraştıkları
sporları inceleyelim:
GÜREŞ
Asya'da en çok sevilen spor
dallarından biridir. Türklerde en eski sporlardan biri olup, ata
sporlarımızdandır. Türkler, her türlü eğlence, bayram, özel
günler ve şölenlerde güreşler düzenlemişlerdir. Eğlencenin
yanında savaş hazırlığı olarak da güreşler tertiplenmiştir.
Güreşen kişilere pehlivan denilmektedir. Karakucak, yağlı, aba,
şalvar ve Kırım Türklerinin aba güreşine benzeyen fakat
farklılık gösteren güreşler, kültürel özellik taşıyan
güreşlerimiz arasında yer almaktadır.
ATÇILIK ve BİNİCİLİK
Göçebe yaşam süren Türkler'de atın
büyük bir önemi vardır. At, Türkler için hem sosyal alanda hem
de savaş alanlarında kullanılan önemli bir araç olmuştur. Atı
ilk eğiten millet Türkler olmuştur. At eğitimi, at
evcilleştirilmesi, at yetiştirmesi ve ata binmek Türkler için bir
sanattır. Türkler, atları ehlileştirerek savaş ve spor aracı
olarak kullanmışlardır. Kaçma-kovalama, at üzerinde ok ve mızrak
atma, Gök-börü, Kız-börü ve Beyge gibi oyunlar, Türklerin at
üzerindeki oyunlarıdır. Küçük yaşlardan itibaren çocuklara at
ile ilgili eğitimler verilmiştir. Türkler daha beşikteyken
biniciliğe başlar. Çocuk emeklemeye başladığı sıralarda at ya
da koyun üzerine tırmanmaya başlar. Beş yaşından itibaren at
üzerinde hareket etmeye başlarlar. Türkler binicilikteki
ustalıklarına, at ile oynanan spor ve oyunlar sayesinde
ulaşmışlardır.
AT YARIŞLARI
Türkler için at ve at ile yapılan
yarış ve oyunların önemi büyüktür. Türkler, arasında iki
türlü at yarışları yaygındı. Bunlardan biri sadece yarışmak
amacıyla yapılan yarışlardı. Diğeri ise savaşma amacıyla
yapılan yarışlardı.
ÇÖĞEN
Eski Türkler arasında yaygın olan
oyun türüdür. İlk defa Türkler tarafından oynandığı
söylenmektedir. Çöğen, geniş bir düzlükte at üzerinde iki
grup ile birlikte oynanır. Amaç ise yere konan bir topu ucu eğri
değneklerle rakip takımın kalesine atmaktır. Oyunun çeşitli
kuralları vardır. Bu kurallar, rakibin atına çarpmamak, vurmamak
ve önünü kesmemek gibi kurallardır. Bu oyun günümüzdeki polo
oyununun şeklidir.
GÖKBÖRÜ
Türklerin eski ve milli oyunlarından
biri olup, dini amaçlı ve geleneksel oyunları arasında yer
almıştır. Bu oyunun esası at üzerinde koşarak başı ve
ayakları kesilmiş ve içine saman doldurulmuş oğlağı
yakalamaktır. Oyun tek kişilik veya gruplar arasında oynanırdı.
KIZBÖRÜ
Evlilik törenlerinde kesilmiş bir
hayvan, gelin tarafından kaçırılır ve damat tarafı da gelini
kovalardı. Böylece bu oyun kızbörü adını alırdı.
BEYGE
Bu oyun ilk kez Kırgız Türkleri
zamanında oynanmıştır. Bir köyde bulunan genç kızın, birden
fazla isteyeni olduğunda ve kız tarafının kararsız kalması
durumlarında isteyenlerin kırılmaması için ve geline de tercih
hakkının verilmesini sağlayan bir oyundur. Damat adayları ata
binen gelini kovalamaya başlayarak atlarına bindirmeye çalışırlar.
Gelin de elinde bulunan bir kamçı ile istemediği damat adayını
bu kamçı sayesinde yanına yaklaştırmazken, gönlü olduğu damat
adayının da atına binerek kimle evlenmek istediğini ailesine
bildirmiş olur. Gelini bindiren damat adayı da böylece damat
olurdu.
CİRİT
Bugün Anadolu'nun birçok yerinde
oynanan ve Türklerin en eski oyunlarından biri olan ciritin amacı,
beden eğitiminin yanında atların savaşa hazır tutulmasıdır.
Cesaret, refleks, sürat, denge gibi özellikleri bünyesinde
barındıran bu oyun iyi bir binicilik ve ata hakim olmayı
gerektirirdi. Cirit, sayıları beş ile yirmi arasında değişen
takımlardan oluşan atlı oyuncularla oynanır. Cirit oyununda
takımlar karşılıklı olacak biçimde dururlar. Oyun elinde cirit
bulunan oyuncunun rakip atlılardan birinin önüne ciriti
fırlatmasıyla başlar. Diğer takımın oyuncusu da ciriti atıldığı
yerden alarak, ciriti atan oyuncuyu belirlenen alana ulaşmadan cirit
ile onun sırtına, omzuna vurmaya çalışır.
MIZRAK
Türklerde uzunluğu 1.5 veya 2 metre
olan ve ucu sivri taze servi ağacından veya madenden yapılmış
mızraklarla hedef tahtasını delmeyi veya sivri değnekleri toprağa
saplama alıştırmalarına dayanan oyundur. Oyundaki amaç savaşlara
hazırlıktır.
OKÇULUK
Ok ve yay tarihteki ilk silahlardır.
Ok ve yay Dünya'ya Türkler tarafından yayılmıştır. Türkler
arasında yaygın olan okçuluk, sadece savaş aracı olarak
kullanılmamış aynı zamanda bir yarışma aracı olarak da
kullanılmıştır. Türklerin her eğlence ve şölenlerinde ok atma
yarışmaları düzenlenirdi. Okla uzağa atma veya hedefe atma
oyunları vardır. Türklerde ok ve yay yapımı çok önemli bir
sanattır. Türklerin, ok ve yay üzerine yemin etmeleri ok ve yayın
kutsal bir önemi olduğunu da göstermektedir.
KILIÇ
Kılıcın tarihi tunç devri ile
başlamaktadır. Türklerde, kılıç ilk kez Göktürklerde
rastlanır. Türkler, bir saldırı ve savunma aracı olarak
kullandıkları kılıcı sürekli yanlarında taşırlardı. Ok ve
yay gibi kılıçta kutsal sayılarak yeminler kılıç üzerine
yapılmıştır. Kılıç gösteri, oyun ve eğlencelerde kullanılan
yarışma araçlarından biriydi. Çocuklar küçük yaşlardan
itibaren kılıç talimlerine tabi tutularak yetiştirilirdi.
AVCILIK
Avcılık Türklerde binlerce yıllık
geçmişe sahiptir. Türklerde avcılık, zorunlu ihtiyaç
doğrultusunda yaşam ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla
yapılırdı. Avcılık savaşa hazırlık amacıyla yapıldığı
gibi çeşitli eğlenceler ve şölenlerde de düzenlenirdi.
KOŞU (SEYİRTME)
Türklerde koşu, genellikle dinsel
amaçlı yapılmasının yanında çeşitli sosyal etkinliklerle
ilgili olarak da yapılmıştır.
TEPÜK (FUTBOL)
Tepük, günümüz futboluna çok
benzeyen bir oyundur. Tepük oyununun, Türkler tarafından ne zaman
oynanmaya başlandığı kesin olarak bilinmese de bu oyununun Orta
Asya'da oynandığını Kaşgarlı Mahmud'un Düvanü Lügati’t-Türk
adlı eserinden anlamaktayız. Bu
eserde “Kurşun
eritilerek oval şeklinde kalıplara dökülür ve üzerine keçi
kılı, keçe ya da başka bir şey sarılır. Bu büyükçe topla
ayakla teperek oynanır” demektedir.
KAYAK
Tarihi
kaynaklar Türklerin kayak ile uğraştıklarını belirtmektedir.
Türkler kayak yerine çana, kızak yerine çanak sözcüklerini
kullanmışlardır.
MATRAK
Matrak
oyununun çeşitleri olmakla beraber asıl bilinen türü günümüzdeki
eskrim gibi uyumlu hareketlerdir. İki kişi arasında, bir gösteri
niteliğinde olan oyunda her rakibin elinde bir tahta kılıç ve
ötekinde de yuvarlak bir yastık bulunurdu.
Türkler
arasında bunlar dışında cop, boks, yürüyüş, atlama, sıçrama,
tomak gibi oyunlar ve sporlarda yer almaktadır.
Türkler
gerek göçebe hayatta, gerekse yerleşik hayatta spor ile çok yakın
olmuşlardır. Türkler tarafından yapılan birçok spor ve
oyunların, günlük hayatta yaptığı işlerle veya savaş
sırasında yaptıkları aktivitelerle benzerlik göstermiştir.
Osmanlı zamanında da spor çalışmalarına önem verilirdi.
Osmanlılar zamanında Türkler, Orta Asya'dan getirdikleri çeşitli
spor dallarını yapmayı sürdürmüşlerdir. Osmanlıda bu alanla
ilgili at meydanları, ok meydanları, okçu ve pehlivan ocakları
kurulmuştur.
at
,
avcılık
,
binicilik ve at yarışları
,
cirit
,
güreş
,
mızrak
,
okçuluk ve kılıç
,
Spor
,
tepük
,
Türklerde spor tarihi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder