18 Temmuz 2017 Salı

Türklerde Spor Tarihi


     Geçmişten günümüze birçok millet ve medeniyetler çeşitli spor alanlarıyla ilgilenmişlerdir. Bu konu ile yazmış olduğumuz sporun tarihsel gelişimi hakkındaki yazımızı inceleyebilirsiniz. Bu yazımızda da Türklerin spor tarihi ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağız.

     Spor, insanoğlunun zorlu doğa koşullarına karşı hayatta kalabilmek ve temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla diğer canlılara karşı üstünlük mücadelesinde itme, çekme, atlama, koşma hareketleriyle ortaya çıkmıştır. Daha sonraları geçmişten günümüze farklı medeniyetlerde gelişme gösteren spor, bugünümüze kadar gelmiştir. Her millet ve medeniyetin tarihinde yer edinen spor, Türk tarihinde de yer edinmiştir. Türklerin, Orta Asya'da yaşadıkları dönemde spor ile ilgilendikleri görülmüştür. Türk toplulukları, yapıları itibariyle savaşçı ve mücadeleci bir ruha sahiptirler. Bunun yanı sıra örf ve adetlerine bağlı olarak ve bunlardan taviz vermeyen Türkler, sportif alanlarda da kendilerini göstermişlerdir. Türkler, zor tabiat şartlarına sahip olan Orta Asya'da yaşamlarını sürdürebilmek için vücut kültürlerini sürekli üst düzeyde tutmak zorundalardı. Zorlu tabiat koşullarına karşı mücadele etmek zorunda olan Türkler, ruh ve bedenlerini buna göre hazırlamışlardır. Orta Asya'nın zorlu coğrafi koşulları ve Türklerin savaşçı özelliklere sahip olması, onların değişik etkinlikler yapmasında etkili olmuştur. Orta Asya Türklerinin beden ve spor hareketlerine büyük önem verdikleri görülmüştür. Türkler, kendilerine yeni yurtlar bulmak amacıyla sürekli savaş halinde olmaları, onların güçlü olmalarını, yakın mücadelelerde başarılı olmalarını ve at üzerinde yetenekli olmalarını gerekli kılmaktaydı. Rakiplerine karşı üstünlük kurabilmeleri için çevik ve güçlü olmak zorundaydılar. Bu nedenle de birçok spor ile ilgilenmişlerdir. Orta Asya Türklerinin ilgilendikleri sporlar arasında koşu, cirit, çöğen ve güreşte bulunmaktaydı. Zorlu tabiat koşullarına karşı kendilerini geliştiren Türk toplulukları aynı zamanda sporu eğlence aracına dönüştürmüşlerdir. Düğün, bayram ve şenliklerde Türkler, çeşitli spor gösterileri yaparlardı. Orta Asya'da yaşayan Hun Türklerinin kayık kullanmada ve yüzmede yetenekli olduklarını tarihi kaynaklar belirtmektedir. Türklerin uğraştığı sporlar daima savaş ile ilgilidir. Spor, Hun, Göktürk, Harzemşahlar, Samanoğulları, Selçuklular, Osmanlı ve diğer Türk devletleri arasında gelişerek ilerlemiştir. Şimdi Türkler arasında yaygın olan ve Türklerin uğraştıkları sporları inceleyelim:

GÜREŞ

Asya'da en çok sevilen spor dallarından biridir. Türklerde en eski sporlardan biri olup, ata sporlarımızdandır. Türkler, her türlü eğlence, bayram, özel günler ve şölenlerde güreşler düzenlemişlerdir. Eğlencenin yanında savaş hazırlığı olarak da güreşler tertiplenmiştir. Güreşen kişilere pehlivan denilmektedir. Karakucak, yağlı, aba, şalvar ve Kırım Türklerinin aba güreşine benzeyen fakat farklılık gösteren güreşler, kültürel özellik taşıyan güreşlerimiz arasında yer almaktadır.

ATÇILIK ve BİNİCİLİK

Göçebe yaşam süren Türkler'de atın büyük bir önemi vardır. At, Türkler için hem sosyal alanda hem de savaş alanlarında kullanılan önemli bir araç olmuştur. Atı ilk eğiten millet Türkler olmuştur. At eğitimi, at evcilleştirilmesi, at yetiştirmesi ve ata binmek Türkler için bir sanattır. Türkler, atları ehlileştirerek savaş ve spor aracı olarak kullanmışlardır. Kaçma-kovalama, at üzerinde ok ve mızrak atma, Gök-börü, Kız-börü ve Beyge gibi oyunlar, Türklerin at üzerindeki oyunlarıdır. Küçük yaşlardan itibaren çocuklara at ile ilgili eğitimler verilmiştir. Türkler daha beşikteyken biniciliğe başlar. Çocuk emeklemeye başladığı sıralarda at ya da koyun üzerine tırmanmaya başlar. Beş yaşından itibaren at üzerinde hareket etmeye başlarlar. Türkler binicilikteki ustalıklarına, at ile oynanan spor ve oyunlar sayesinde ulaşmışlardır.

AT YARIŞLARI

Türkler için at ve at ile yapılan yarış ve oyunların önemi büyüktür. Türkler, arasında iki türlü at yarışları yaygındı. Bunlardan biri sadece yarışmak amacıyla yapılan yarışlardı. Diğeri ise savaşma amacıyla yapılan yarışlardı.

ÇÖĞEN

Eski Türkler arasında yaygın olan oyun türüdür. İlk defa Türkler tarafından oynandığı söylenmektedir. Çöğen, geniş bir düzlükte at üzerinde iki grup ile birlikte oynanır. Amaç ise yere konan bir topu ucu eğri değneklerle rakip takımın kalesine atmaktır. Oyunun çeşitli kuralları vardır. Bu kurallar, rakibin atına çarpmamak, vurmamak ve önünü kesmemek gibi kurallardır. Bu oyun günümüzdeki polo oyununun şeklidir.

GÖKBÖRÜ

Türklerin eski ve milli oyunlarından biri olup, dini amaçlı ve geleneksel oyunları arasında yer almıştır. Bu oyunun esası at üzerinde koşarak başı ve ayakları kesilmiş ve içine saman doldurulmuş oğlağı yakalamaktır. Oyun tek kişilik veya gruplar arasında oynanırdı.

KIZBÖRÜ

Evlilik törenlerinde kesilmiş bir hayvan, gelin tarafından kaçırılır ve damat tarafı da gelini kovalardı. Böylece bu oyun kızbörü adını alırdı.

BEYGE

Bu oyun ilk kez Kırgız Türkleri zamanında oynanmıştır. Bir köyde bulunan genç kızın, birden fazla isteyeni olduğunda ve kız tarafının kararsız kalması durumlarında isteyenlerin kırılmaması için ve geline de tercih hakkının verilmesini sağlayan bir oyundur. Damat adayları ata binen gelini kovalamaya başlayarak atlarına bindirmeye çalışırlar. Gelin de elinde bulunan bir kamçı ile istemediği damat adayını bu kamçı sayesinde yanına yaklaştırmazken, gönlü olduğu damat adayının da atına binerek kimle evlenmek istediğini ailesine bildirmiş olur. Gelini bindiren damat adayı da böylece damat olurdu.

CİRİT

Bugün Anadolu'nun birçok yerinde oynanan ve Türklerin en eski oyunlarından biri olan ciritin amacı, beden eğitiminin yanında atların savaşa hazır tutulmasıdır. Cesaret, refleks, sürat, denge gibi özellikleri bünyesinde barındıran bu oyun iyi bir binicilik ve ata hakim olmayı gerektirirdi. Cirit, sayıları beş ile yirmi arasında değişen takımlardan oluşan atlı oyuncularla oynanır. Cirit oyununda takımlar karşılıklı olacak biçimde dururlar. Oyun elinde cirit bulunan oyuncunun rakip atlılardan birinin önüne ciriti fırlatmasıyla başlar. Diğer takımın oyuncusu da ciriti atıldığı yerden alarak, ciriti atan oyuncuyu belirlenen alana ulaşmadan cirit ile onun sırtına, omzuna vurmaya çalışır.


MIZRAK

Türklerde uzunluğu 1.5 veya 2 metre olan ve ucu sivri taze servi ağacından veya madenden yapılmış mızraklarla hedef tahtasını delmeyi veya sivri değnekleri toprağa saplama alıştırmalarına dayanan oyundur. Oyundaki amaç savaşlara hazırlıktır.

OKÇULUK

Ok ve yay tarihteki ilk silahlardır. Ok ve yay Dünya'ya Türkler tarafından yayılmıştır. Türkler arasında yaygın olan okçuluk, sadece savaş aracı olarak kullanılmamış aynı zamanda bir yarışma aracı olarak da kullanılmıştır. Türklerin her eğlence ve şölenlerinde ok atma yarışmaları düzenlenirdi. Okla uzağa atma veya hedefe atma oyunları vardır. Türklerde ok ve yay yapımı çok önemli bir sanattır. Türklerin, ok ve yay üzerine yemin etmeleri ok ve yayın kutsal bir önemi olduğunu da göstermektedir.

KILIÇ

Kılıcın tarihi tunç devri ile başlamaktadır. Türklerde, kılıç ilk kez Göktürklerde rastlanır. Türkler, bir saldırı ve savunma aracı olarak kullandıkları kılıcı sürekli yanlarında taşırlardı. Ok ve yay gibi kılıçta kutsal sayılarak yeminler kılıç üzerine yapılmıştır. Kılıç gösteri, oyun ve eğlencelerde kullanılan yarışma araçlarından biriydi. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren kılıç talimlerine tabi tutularak yetiştirilirdi.

AVCILIK

Avcılık Türklerde binlerce yıllık geçmişe sahiptir. Türklerde avcılık, zorunlu ihtiyaç doğrultusunda yaşam ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yapılırdı. Avcılık savaşa hazırlık amacıyla yapıldığı gibi çeşitli eğlenceler ve şölenlerde de düzenlenirdi.

KOŞU (SEYİRTME)

Türklerde koşu, genellikle dinsel amaçlı yapılmasının yanında çeşitli sosyal etkinliklerle ilgili olarak da yapılmıştır.

TEPÜK (FUTBOL)

Tepük, günümüz futboluna çok benzeyen bir oyundur. Tepük oyununun, Türkler tarafından ne zaman oynanmaya başlandığı kesin olarak bilinmese de bu oyununun Orta Asya'da oynandığını Kaşgarlı Mahmud'un Düvanü Lügati’t-Türk adlı eserinden anlamaktayız. Bu eserde “Kurşun eritilerek oval şeklinde kalıplara dökülür ve üzerine keçi kılı, keçe ya da başka bir şey sarılır. Bu büyükçe topla ayakla teperek oynanır” demektedir.



KAYAK

Tarihi kaynaklar Türklerin kayak ile uğraştıklarını belirtmektedir. Türkler kayak yerine çana, kızak yerine çanak sözcüklerini kullanmışlardır.

MATRAK

Matrak oyununun çeşitleri olmakla beraber asıl bilinen türü günümüzdeki eskrim gibi uyumlu hareketlerdir. İki kişi arasında, bir gösteri niteliğinde olan oyunda her rakibin elinde bir tahta kılıç ve ötekinde de yuvarlak bir yastık bulunurdu.

Türkler arasında bunlar dışında cop, boks, yürüyüş, atlama, sıçrama, tomak gibi oyunlar ve sporlarda yer almaktadır.


Türkler gerek göçebe hayatta, gerekse yerleşik hayatta spor ile çok yakın olmuşlardır. Türkler tarafından yapılan birçok spor ve oyunların, günlük hayatta yaptığı işlerle veya savaş sırasında yaptıkları aktivitelerle benzerlik göstermiştir. Osmanlı zamanında da spor çalışmalarına önem verilirdi. Osmanlılar zamanında Türkler, Orta Asya'dan getirdikleri çeşitli spor dallarını yapmayı sürdürmüşlerdir. Osmanlıda bu alanla ilgili at meydanları, ok meydanları, okçu ve pehlivan ocakları kurulmuştur. 
, , , , , , , , ,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder